Giriş
Çevre hukukunun uluslararası hukukta görünür hale gelmesi küresel ısınma, iklim değişikliği gibi konuların devletlerin ulusal hukuk sistemlerini etkilemesiyle birlikte ortaya çıkan bir durumdur. Uluslararası hukukta çevrenin bir parçası olan denizler ve denizlerin kullanımına ilişkin uluslararası düzenlemeler ve antlaşmalar bulunsa da diğer çevre unsurlarına yönelik çalışmalar kısa zaman öncesine dayanmaktadır.
Devletlerin kendi ülkelerinin ana unsurları olan kara, deniz ve hava alanlarına yönelik kullanım hakları bulunsa da zaman zaman devletlerin hakimiyeti altında olan bu alanlarda gerçekleştirdikleri faaliyetler sonucunda sınır aşan diğer uluslararası hukuk kişilerini de etkileyen sorunlar ve sonuçlar ortaya çıkmaktadır. Devletlerin sınır aşan faaliyetleri aynı zamanda devletlerin sorumluluğu konusunu da gündeme getirmektedir. Bu durum uluslararası çevre hukukunun da gelişimine katkı sağlamaktadır. Devletlerin çevre konusunu uluslararası alanda incelemesine neden olan unsurlar incelendiğinde en başta enerji kaynaklarının ekonomik alanda etkin ve verimli kullanımı, çevresel kirliliğinin önlenmesi ve canlı türlerinin korunması, iklim değişikliği ve su kaynaklarının kullanımı gibi başlıklar öne çıkmaktadır.
- Çevre Hukukunun Gelişimi ve Devletlerin Sorumluluğu
Uluslararası alanda uluslararası hukukun kişilerinden olan devletlerin sorumluluğuna ilişkin birçok kural ve düzenleme bulunmaktadır. Devletler arası ilişkilerde başlıca unsur barışçıl bir şekilde egemenlik haklarını korumaktır. Bir devlet başka bir devletin kara, deniz ya da hava hakimiyet alanına zarar verecek bir faaliyette bulunursa bu durumda verdiği zararı gidermekle yükümlüdür. Çevre hukuku alanındaki gelişmeler dikkate alındığında ise uluslararası hukukun kaynaklarından olan uluslararası teamül hukukunda “diğer devletlere zarar vermeme, çevreye saygı gösterme ve koruma yükümlülüklerine halel getirmeme” (Shaw, 2018, s.616) gibi düzenlemeler bulunmaktadır.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda çevre konusunda birçok karar alınmış bu durum çevre hukukunun temel belgelerinin oluşmasına katkı sağlamıştır. Birleşmiş Milletler İnsan Çevresi Konferansı sonucunda 1972 yılında Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) kurulmuştur[1]. Birleşmiş Milletler Çevre Programının faaliyetleri sonucunda çevre hukuku alanında birçok uluslararası çevre sözleşmesi ortaya çıkmıştır. “1985 Ozon Tabakasının Korunmasına Dair Viyana Sözleşmesi ve 1987 Montreal Protokolü ile 1992 Biyoçeşitlilik Sözleşmesi” (Shaw, 2018, s.612) sözleşmeler bunlardan bazılarıdır.
Uluslararası hukukta karasuları, denizler ve su yollarının kullanımına ilişkin kuralların bulunması çevre hukuku alanında da gelişmelere katkı sağlamıştır. “Oder Nehri Uluslararası Komisyonunun Bölgesel Yargı Yetkisi” (International Commission on the River Oder) davasında verilen kararda “… nehre kıyıdaş olan devletlerin nehrin kullanımına yönelik tam eşitlik ve imtiyaz haklarının olmadığı[2]” ifadelerine yer verilmiştir. Bu kararı önemli kılan durum ise bir doğal su yolunun devletler arasında kullanım koşullarının ve çevresel bir konunun devletler arası mesele haline gelmesidir.
Kanada ve Amerika Birleşik Devletleri’nin taraf olduğu Trial Smelter davasında Kanada’nın sınırları içerisinde yer alan bir fabrikanın üretim faaliyetleri sonucunda ortaya çıkan sülfür gazının Amerika toprakları içerisinde yer alan bir bölgede ekili alanlara ve ormanlara zarar vermesi konu edilmektedir. Bu davada verilen kararda “…verilen zarardan devletin uluslararası sorumluluğunun olduğu[3]” yönünde ifadeler yer almaktadır. Devletler arası ilişkilerde güç kullanımı da zaman zaman çevresel konular ekseninde incelenmiştir. Corfu Channel (Korfu Boğazı) davasında “… devletlerin topraklarının başka bir devlete karşı kuvvet kullanılmasında üs olarak kullanılmasından doğan sorumluluk…” kararıyla egemenliğin ve çevrenin unsuru olan toprağın kullanımı da uluslararası hukukta önemli bir konu haline gelmiştir.
Küresel ısınma, asit yağmurları, ozon tabakasının incelmesi gibi konuların küresel ölçekte gündeme gelmesiyle birlikte uluslararası çevre hukuku da giderek önem kazanmıştır. Uluslararası alanda çevre hukukunun temel ilkeleri incelendiğinde “çevre hakkı, ödev boyutu, önleme ilkesi, sürdürülebilir kalkınma, iş birliği ve eşgüdüm, entegrasyon, katılım, kirleten öder, ihtiyat ilkeleri” geçerlidir. Çevre hukukuna ilişkin sözleşmeler incelendiğinde “sınır aşan çevre kirliliği nedeniyle hava, deniz, kara gibi değerlerin korunması, kirlenmenin önlenmesi ve denetimi (Kılıç, 2001, s.136)” temel konular olduğu görülmektedir.
1.2.Çevre Hukuku ve Türkiye
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası madde 90: “…Usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz” ifadesi uluslararası hukukun kaynaklarının ulusal hukukta nasıl yer bulacağına ilişkin temel kurallardan biridir. Türkiye uluslararası alanda çevre hukuku alanında da birçok antlaşmaya taraf olan ve ulusal mevzuatını da uluslararası alanla uyumlu hale getiren bir devlettir.
Ulusal hukuk mevzuatımızda çevre hukukuna ilişkin ilk düzenleme 1982 Anayasasının 56. maddesidir. 56. Maddenin ilk iki fıkrasında çevre hakkı “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir.” ifadeleriyle düzenlenmiştir. 11 Ağustos 1983 tarihinde çıkarılan “Çevre Yasası”, 1984, 1990 ve 1991 yıllarında değişikliğe uğramıştır (Gürseler, 1999, s.820). Ulusal mevzuatın yanı sıra Türkiye çevre konusunda birçok uluslararası sözleşmenin de tarafıdır. Bu sözleşmeler:
Kısaltma | Antlaşma Adı | Tarih | Yeri | Yürürlük Tarihi | Türkiye’nin Taraf Olma Tarihi |
Viyana Sözleşmesi | Ozon Tabakasının Korunmasına Dair Viyana
Sözleşmesi |
1985 | Viyana | 1988 | 1991 |
Montreal Protokolü | Ozon Tabakasını İncelten Maddelere Dair Montreal
Protokolü |
1987 | Montreal | 1989 | 1991 |
BMİDÇS | BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi | 1992 | Rio de Janerio | 1994 | 2004 |
KP | BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesine Yönelik Kyoto Protokolü | 1997 | Kyoto | 2005 | 2009 |
BÇS | Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi | 1992 | Rio de Janeiro | 1993 | 1996 |
Kartagena Protokolü | Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi’nin Biyogüvenlik
Kartagena Protokolü |
2000 | Kartagena | 2003 | 2004 |
BMÇMS | Özellikle Afrika’da Ciddi Kuraklık ve/veya
Çölleşmeye Maruz Ülkelerde Çölleşme ile Mücadele İçin Birleşmiş Milletler Sözleşmesi, BM Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi |
1994 | Paris | 1996 | 1998 |
CITES | Nesli Tehlike Altında Olan Yabani Hayvan ve Bitki
Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşme |
1973 | Vaşington | 2007 | 1996 |
Ramsar | Özellikle Su Kuşları Yaşama Ortamı Olarak
Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanlar Hakkında Sözleşme |
1971 | Ramsar | 1975 | 1994 |
Barselona
Sözleşmesi |
Akdeniz’in Deniz Ortamı ve Kıyı Bölgesinin
Korunması Sözleşmesi |
1976-1995 | Barselona | 2004 | 2002 |
Boşaltma Protokolü | Akdeniz’de Gemilerden ve Uçaklardan Boşaltma
veya Denizde Yakmadan Kaynaklanan Kirliliğin Önlenmesi ve Ortadan Kaldırılması Protokolü |
1976-1995 | Barselona | Henüz
yürürlüğe girmemiştir. |
2002 yılında
ülkemiz protokolü onaylamıştır. |
Tehlikeli Atık Protokolü | Akdeniz’de Tehlikeli Atıkların Sınırötesi Hareketleri
ve Bertarafından Kaynaklanan Kirliliğin Önlenmesi Protokolü |
1996 | İzmir | 2008 | 2004 |
LBS Protokolü | Akdeniz’in Kara Kökenli Kaynaklardan ve
Faaliyetlerinden Dolayı KirlenmeyeKarşı Korunması Protokolü |
1980-1996 | Madrid | 2008 | 2004 |
Müdahale ve Acil
Durum Protokolü |
Olağanüstü Hallerde Akdeniz’in Petrol ve Diğer
Zararlı Maddelerle Kirlenmesinde Yapılacak Mücadele ve İşbirliğine Ait Protokol |
2002 | Malta | 2004 | 2003 |
SPA ve Biyoçeşitlilik
Protokolü |
Akdeniz’de Özel Koruma Alanları ve Biyolojik
Çeşitliliğe İlişkin Protokol |
1995 | Barselona | 1999 | 2002 |
Bükreş Sözleşmesi | Karadeniz’in Kirlenmeye Karşı Korunması
Sözleşmesi |
1992 | Bükreş | 1994 | 1994 |
LBS Protokolü | Karadeniz Deniz Çevresinin Kara Kökenli
Kaynaklardan Kirlenmeye Karşı Korunmasına Dair Protokol |
1992 | Bükreş | 1994 | 1994 |
Acil Durum Protokolü | Karadeniz Deniz Çevresinin Petrol ve Diğer Zararlı
Maddelerle Kirlenmesine Karşı Acil Durumlarda Yapılacak İşbirliğine Dair Protoko |
1992 | Bükreş | 1994 | 1994 |
Boşaltma Protokolü | Karadeniz Deniz Çevresinin Boşaltmaları Nedeniyle
Kirlenmesinin Önlenmesine İlişkin Protokol |
1992 | Bükreş | 1994 | 1994 |
Biyolojik Çeşitlilik ve
Peyzaj Protokolü |
Karadeniz’in Kirliliğe Karşı Korunması
Sözleşmesi’nin Karadeniz’de Biyolojik Çeşitliliğin ve Peyzajın Korunması Protokolü |
2002 | Sofya | 2004 | 2004 |
Basel Sözleşmesi | Tehlikeli Atıkların Sınırlarötesi Taşınımının ve
Bertarafının Kontrolüne İlişkin Bazel Sözleşmesi |
1989 | Basel | 1992 | 1994 |
BAN Değişikliği | Tehlikeli Atıkların Sınırötesi Taşınımının ve
Bertarafının Kontrolüne İlişkin Bazel Sözleşmesine Getirilen Değişiklik |
1995 | Cenevre | Henüz
yürürlüğe girmemiştir |
2003 yılında
ülkemiz protokolü onaylamıştır |
Stockholm Sözleşmesi | Kalıcı Organik Kirleticilere İlişkin Stokholm
Sözleşmesi |
2001 | Stockholm | 2004 | 2004 |
CLRTAP | Uzun Menzilli Sınırlarötesi Hava Kirlenmesi
Sözleşmesi |
1979 | 1983 | 1983 | |
EMEP Protokolü | Avrupa’da Hava Kirleticilerinin Uzun Menzilli
Aktarılmalarının izlenmesi ve Değerlendirilmesi için İşbirliği Programı (EMEP) nın Uzun Vadeli Finansmanına Dair, 1979 Uzun Menzilli Sınırlarötesi Hava Kirlenmesi Sözleşmesi Protokolü |
1984 | Cenevre | 1988 | 1985 |
Bern Sözleşmesi | Avrupa’nın Yaban Hayatı ve Yaşama Ortamlarını
Koruma Sözleşmesi |
1979 | Bern | 1982 | 1984 |
ICCAT | Atlantik Ton Balıklarının Korunmasına İlişkin
Uluslararası Sözleşme |
1966 | Rio de Janeiro | 1969 | 2003 |
– | Avrupa Peyzaj Sözleşmesi | 2000 | Floransa | 2004 | 2003 |
– | Antarktika Andlaşması | 1959 | Vaşington | 1961 | 1996 |
Madrid Protokolü | Antarktika Sözleşmesi Çevre Koruma Protokolü | 1991 | Madrid | 1998 | 2017 |
Kaynak: https://www.mfa.gov.tr/data/DISPOLITIKA/Anlasmalar.pdf
2.1. Paris İklim Antlaşması ve Türkiye
Paris İklim Antlaşmasına giden yol incelendiğinde ilk olarak karşımıza çıkan belge 1992 yılında Rio de Janeiro’da 154 devletin imzaladığı Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesidir. Bu sözleşmenin temel amacı “iklim sistemine tehlikeli sonuçlar yaratacak insan müdahalesinin önlenmesi[4]” olarak belirlenmiştir. Daha sonraki süreçte antlaşmanın geliştirilmiş bir versiyonu olan Kyoto Protokolü kabul edilmiş, antlaşmanın 2020 yılında sona erecek olması ikame bir durum zorunluluğunu da beraberinde getirmiştir. 2015 Paris’te yapılan toplantı sonucunda Paris İklim Antlaşması imzalanmıştır. Paris İklim Antlaşması ile “iklim değişikliğiyle mücadelede gelişmiş/gelişmekte olan ülke sınıflandırmasına ve tüm ülkelerin “ortak fakat farklılaştırılmış sorumluluklar ve göreceli kabiliyetler” ilkesi tahtında sorumluluk üstlenmesi[5]” ilkelerine dayandırılmıştır.
Paris İklim Antlaşmasının imzalayan devletlerden biri olan Türkiye 6 Ekim 2021 tarihinde TBMM’de onaylayarak yürürlüğe koymuştur. Uluslararası hukukta önemli ilkelerden biri olan ahde vefa ilkesine göre devletler taraf olduğu antlaşmalara uyma zorunluluğu bulunmaktadır. Bu ilkeden hareketle Paris İklim Antlaşması Türkiye’ye yeni yükümlülükler getirecektir. Antlaşmadan sorumluluğun gereği olarak Türkiye “2030 yılına kadar emisyon artışını %21 azaltma taahhüdünde bulunmuş, gerçekleştireceği faaliyetleri de Ulusal Katkı Beyanlarında açıklayacaktır[6].” 29 Ekim 2021 tarihinde 31643 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 85 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığının adı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak değiştirilmiştir. Türkiye antlaşmadan doğan diğer sorumluluklarını da hem ulusal hem de uluslararası alanda yerine getirmekle yükümlüdür.
Kaynakça
- GÜRSELER, G., (1999). Türkiye’de Çevre Hukuku, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, Cilt 3, s.811-830.
- KILIÇ, S., (2001). Uluslararası Çevre Hukukunun Gelişimi Üzerine Bir İnceleme, Cumhuriyet Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Cilt 2, Sayı 2, s.131-149
- SHAW, M., (2018). Uluslararası Hukuk, TÜBA Bilimler Akademisi, http://www.tuba.gov.tr/files/yayinlar/ders-kitaplari/Uluslararas%C4%B1Hukuk.pdf
- https://legal.un.org/riaa/cases/vol_III/1905-1982.pdf, s.1912
- https://www.mfa.gov.tr/data/DISPOLITIKA/Anlasmalar.pdf
- Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP). (tarih yok). Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı: https://www.mfa.gov.tr/birlesmis-milletler-cevre-programi.tr.mfa adresinden alındı
- KAPLAN, B. (2021, Ekim 12). Paris İklim Anlaşması ve Türkiye’nin ekoloji-ekonomi denklemi. Anadolu Ajans: https://www.aa.com.tr/tr/analiz/paris-iklim-anlasmasi-ve-turkiyenin-ekoloji-ekonomi-denklemi/2389711 adresinden alındı
- Paris Anlaşması. (tarih yok). Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı: https://www.mfa.gov.tr/paris-anlasmasi.tr.mfa adresinden alındı
- Permanent Court Of Internatıonal Justıce. (1929, Eylül 10). Worldcourts: http://www.worldcourts.com/pcij/eng/decisions/1929.09.10_river_oder.htm adresinden alındı
- SATIL, C. (2021, Ekim 12). Türkiye Paris Anlaşması’nı Onayladı. Doğruluk Payı: https://www.dogrulukpayi.com/bulten/turkiye-paris-anlasmasi-ni-onayladi?gclid=Cj0KCQiAqGNBhD3ARIsAO_o7ym8hRF2GriTYgISLimF2cRRQnwxXe_3A22WQxEKyKTj6mYx6xx0FcgaAuSeEALw_wcB adresinden alındı
[1] https://www.mfa.gov.tr/birlesmis-milletler-cevre-programi.tr.mfa, (er.20.11.2021)
[2] http://www.worldcourts.com/pcij/eng/decisions/1929.09.10_river_oder.htm
[3] https://legal.un.org/riaa/cases/vol_III/1905-1982.pdf, s.1912
[4] https://www.dogrulukpayi.com/bulten/turkiye-paris-anlasmasi-ni-onayladi?gclid=Cj0KCQiA-qGNBhD3ARIsAO_o7ym8hRF2GriTYgISLimF2cRRQnwxXe_3A22WQxEKyKTj6mYx6xx0FcgaAuSeEALw_wcB
[5] https://www.mfa.gov.tr/paris-anlasmasi.tr.mfa
[6] https://www.aa.com.tr/tr/analiz/paris-iklim-anlasmasi-ve-turkiyenin-ekoloji-ekonomi-denklemi/2389711
Your point of view caught my eye and was very interesting. Thanks. I have a question for you.